DİYABET (DİABETES MELLİTUS)
TANIMI:
Diyabet, pankreastan salgılanan insülin hormonu yetersizliği veya eksikliği sonucunda meydana gelen karbonhidrat, protein, yağ metabolizması bozukluğu ile karakterize bir hastalıktır. Kronik seyirli, progresif özelliktedir. Birey için yaşam boyu tıbbi tedavi ve tıbbi beslenme tedavisi gerektiren bir rahatsızlıktır. Tanı kadar tedavi de oldukça önemlidir.
SINIFLANDIRILMASI:
-Tip 1 DM: Pankreas hücrelerinin hasarı sonucunda insülin eksikliği ile oraya çıkar ve insüline bağımlı ilerleyen bir tiptir.
–Tip 2 DM: İnsülin direnci ile karakterize olup insüline bağımlı olmayan bir tiptir.
-Gestasyonel Diyabet: Gebelik döneminde ortaya çıkan diyabet tipidir. 24. 28. haftalarda tanı konulabilmektedir.
-Diğer Spesifik Tipler: Belirli genetik sendromlar, ekzokrin pankreatik hastalıklar, endokrinopatiler, ilaç veya kimyasal ilişkili diyabeti içermektedir.
KLİNİK BULGULAR:
GLİKOZÜRİ (hiperglisemi sonucunda idrar ile glikozun atılması)
POLİÜRİ (idrar ile birlikte su çıkışının artması)
POLİDİPSİ (su kaybı sonucunda sürekli su içme isteği)
POLİFAJİ (açlık hissinin artması)
YORGUNLUK
CİLT YARALARINDA GEÇ İYİLEŞME
SIK ENFEKSİYON
BULANIK GÖRME
KOMPLİKASYONLARI:
Diyabet hastalarında gereken tedavi ilkeleri uygulanmadığında kan şekeri yüksek seyreder ve komplikasyonlara neden olabilir. Bu nedenle diyabet hastalığı olan bireyler kontrollerini ihmal etmemelidirler.
Diyabetik ketoasidoz: İnsülin yetersizliğinden dolayı karbonhidratlar yeterince kullanılamaz ve vücut enerjiyi yağlardan sağlamaya başlar. Bunun sonucunda kan ve idrarda keton görülür. Enfeksiyon, insülin tedavisinin yetersizliği, fazla karbonhidrat alımı, yeme bozuklukları diyabetik ketoasidozun nedenleri arasındadır.
Diyabetik Nonketotik Hiperosmolar Koma: Diyabetin ketoasidoz olmaksızın hiperglisemi (plazma glikozu>500 mg/dL), dehidratasyon ile karakterizedir.
Hipoglisemi: Plazma glikozunun 50 mg/dL ve altında olması ile karakterizedir. Titreme, çarpıntı, halsizlik, uyuklama, konuşma güçlüğü belirtileri arasında sayılmaktadır. Hipoglisemiye, öğün atlama, medikal tedaviyi uygulamama veya doz hataları, ağır egzersiz neden olabilmektedir.
Nefropati, Retinopati, Nöropati, Gastroparezi,Konstipasyon, Ateroskleroz, Diyabetik ayak
TANI KRİTERLERİ:
Amerikan Tanı Cemiyeti (ADA) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) için diyabettanı kriterleri şu şekildedir:
-Açlık kan glikoz düzeyinin ≥126 mg/dL olması veya
-Oral kan glikoz tolerans testi (OGTT)’de 2. Saat kan glikoz düzeyinin ≥200 mg/dL olması veya
-Rastgele kan glikoz düzeyi ≥200 mg/dL olması ve diyabetin klasik semptomlarının varlığı (poliüri,polidipsi,noktüri,enürezis,ağırlık kaybı,polifaji) veya
-HbA1c> %6.5 olması
TEDAVİSİ:
İnsülin tedavisi, beslenme ve egzersiz diyabet tedavisi için bir bütündür. Tedavide optimal glisemik kontrol sağlanarak kronik komplikasyonların azaltılması hedeflenmelidir. Yapılan çalışmalar insülin tedavisinin doğru ve yeterli uygulanması kardiyovasküler komplikasyon riskini azalttığını göstermektedir.
Diyabetten kaynaklanan komplikasyon riskini azaltmak için sigara kullanılmamalıdır ve tansiyon ile kolesterol seviyelerinin uygun aralıklarda tutulması gerekmektedir.
Diyabet hastalarının beslenme programları diyetisyen tarafından kişiye özel olarak planlanmalıdır. Kişinin boyu, kilosu, kan parametreleri, kullandığı ilaçlar hazırlanan program için önemli verilerdir.
ÖNERİLER:
*Basit karbonhidrat yerine sindirimi daha uzun olan kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir.
*Beslenme programı ömür boyu sürdürülebilir olmalı ve yaşam tarzı haline getirilmelidir.
*Kurubaklagil, sebze, meyve, tam tahıllı ekmek tüketiminin önemli olduğu bilinmelidir.
*Doymuş yağ tüketiminden uzak durulmalı, zeytinyağı, tereyağı gibi sağlıklı yağlar tüketilmelidir.
*Hamur işi, kızartma, paketli gıdalar tercih edilmemelidir.
*Gün içerisinde su tüketimi ihmal edilmemelidir, günde ortalama 2-2.5 litre su tüketmeye dikkat edilmelidir.
*Egzersiz en az beslenme ve ilaç tedavisi kadar önemlidir.
*Beslenme programı hastanın ihtiyacı kadar öğün sayısı içermeli ve aksi bir durum yok ise ideal ağırlığı korumaya yönelik olmalıdır.
*Posa karbonhidratın emilimini yavaşlatmaktadır bu nedenle posa oranı yüksek besinler şeker seviyesini kontrol altında tutmak açısından önemlidir.
*Glisemik indeksi yüksek besinlerden kaçınılmalıdır.
*Tüketilen besinler ızgara, fırınlama, haşlama yöntemi ile yapılmalıdır.
*Omg-3 alımı önemlidir bu nedenle haftada 2 gün balık tüketimi önerilmektedir.
*Yağ, şeker ve tuz olabildiğince az tüketilmelidir.
*Uykusuzluk ve stres diyete uyumu zorlaştırır ve kilo artışına yol açabilir.